İç mekan, bir alanın duvar, yer döşemesi, kapı ve pencere gibi yapısal donatılarla tanımlanmasıdır. İnsanın barınma, korunma ve mahremiyet ihtiyacını karşılar. Bir mekan içerisindeki mobilyalar, iç düzeni sağlamak ve alanı tanımlayıp ihtiyaçları karşılamak için kullanılır ve bulunduğumuz mekanın kullanılabilir bir hale gelmesini sağlar. Aynı zamanda insan ve mekan arasında etkileşimi de oluşturur.
Sabit ve hareketli olmak üzere mobilyaları iki farklı kategoriye ayırabiliriz.
Sabit mobilyalar, içinde bulunduğu mekana özgü olarak tasarlanmış yerini değiştirmenin mümkün olmadığı mobilyalardır. Bu yüzden, o mekanın bir parçasıdır ve kalıcıdır. Örnek olarak gömme dolaplar, duvar içi kitaplık, mutfak ve banyo dolap sistemleri, yere sabitlenmiş masalar ve tv üniteleri verilebilir.
Hareketli mobilyalar ise mekan içerisinde yer değişikliği yapabileceğimiz veya mekandan çıkartabileceğimiz mobilyalardır. Farklı mekanlara uyum sağlamaları daha kolaydır. Bir iç mekanda eğer mobilya konutun yapı sistemleriyle bağlantılı değilse hareketli mobilyalar işlevsellik açısından daha çok tercih edilmektedir.
Hareketli mobilyaları ön plana çıkaran işlevlerden biri de bir mobilyaya birden fazla fonksiyon eklenmesidir. Bu özellikle dar alanlar için fazlasıyla önem arz eden bir konudur. Eğer dar ölçülere sahip bir mekana sahipsek daha işlevli mobilyalar tercih etmek hem alandan kazanmamızı sağlar hem de iç mekanın boğucu durmasını engeller ve mekana daha da işlevsellik ve estetik görünüm kazandırır.
Sonuç olarak, iç mekanda kullanılan mobilyaların kullanıcı ihtiyaçlarına cevap verebilecek işlevsellikte ve esneklikte olması gerekmektedir. Hareketli ve sabit mobilyalar kullanılan ortama uyum sağlayabiliyor olmalı. Bu ikisi arasındaki uyum çok önemlidir. İç mekanın tasarımı ve içerisinde yer alacak mobilyaların tasarım süreci her zaman birbirine bağlı ve etki içinde olmalıdır.
Merve Mutlu
İç Mimar